20 Haziran 2010 Pazar

Büyük gün bugün...
çilek okul müsameresine çıkacak ve 3 haftalık eğitim hayatının mezuniyetini verecek aman aman :)
anne ve baba çileksiz geçirecekleri 2 saat içerisinde başbaşa kalıp 5 yılın muhasebesini yapıp, ileriye bakıp planlar yapıp hayaller kuracaklar. Ardından küçük hanımın müsamere alanına gidecekler teyzesi ve anneannesiyle birlikte...

Bugün evlilik yıl dönümümüz, göz açıp kapayıncaya kadar geçen 5 sene, acısıyla tatlısıyla, zirvesi ve çukuruyla tam 5 sene!
öyle kallavi laflar edemeyeceğim ama evlilik "müessese" olarak ifadelendirilmeyi hakediyor gerçekten. demir leblebi yut yutabilirsen!
hayatta başınıza gelen herşey gibi evlilik de olgunlaştırıyor insanı, geliştiriyor, kişiliğini pekiştiriyor bir yerde...
velhasıl uzun lafın kısası, güzel şey evlilik :) buna dair uzun bir şeyler yazmak istiyorum başka bir zamana...
güzel bir gün olsun bugün inşaAllah, bana ve bu yazıyı okuyanlara :))

Klimanın kumandasını ele geçirmiş ve göze batan en büyük açma kapama tuşuna da rast gelerek klimayı çalıştırıverdi. Elinden alırken kumandayı “bi-yasssss havaaa geeee-şinnnnn” diyor.

---

Kaşıktaki lokmayı ağzına vermek istiyorum “aç ağzını annecim” diyince açıyor. Ama uzaktan… Hiç yaklaşmıyor. Ben kaşığı uzatınca geri çekiyor kafasını. “Yiyoo-yummm zaaatennn!!” diyor. Meğer ağzı doluymuş kuzumun da, onu göstermek için ağzını açmışmış.

19 Haziran 2010 Cumartesi

Annesine zorla bir şey yedirmeye çalışıyor, kendi ağzına götürdüğü kaşığı bu kez de benimkine sokmaya uğraşıyor. Prensip olarak bunu yapmamaya gayret ettiğimden reddediyorum ve reddetme sebebimi “hayır annecim o senin kaşığın. Ben ağzıma alamam” diye uzatmak yerine kısaca kestirmeden “hayır annecim istemiyorum yemicem” diyorum. Israr kıyamet… ben de aynı tonda devam ediyorum. Sonun da “biraaaa-cıkkkk (birazcık) yeeeeee” diyiveriyor. Devamında da “iiitttt-teee miyo musunnn (istemiyo musun) doooooydun muuu” diye soruyor.

Oyuncagını nasıl oynayabileceğini göstermeye çalışıyorum. Alternatif yani benimkisi. Şöyle de yapabilirsin diyeceğim tam. Elimden hızla çekip “hayıyyy izin veeee-miyoyummm” diyor. Benim ellememe izin vermiyormuş hanımefendi…

17 Haziran 2010 Perşembe

Yıkanmış kurumuş giysilerini katlıyorum da küçük hanımın. Sanki ilk kez görüyor gibi bakıyor kıyafetlerine büyük bir keyifleee. “aaaa anne bu çilek’in miiii” diye soruyor zevkle, ardından daaa “annneee bu kaça” diyor. Fiyatını soruyor hanımefendi :))))

Ardından yerleştirme kısmına geçiyoruz kıyafetlerini. Çekmecesini açınca hemen bir güzel elbisesini çekip çıkarıyor ve “aaaa anneee gelinlik miii” diye soruyor. Gülümsüyorum. Sonra kapıyor elbiseyi, “ayy” diye iç geçire geçire… ardından yanıma gelip “bu sana oluuuuu mu” diye soruyor?? Kıyafet alırken benim tıpkı ona yaptığım gibi. “du bakimmm” diyerek elbisesini üzerime tutuyor sırıtarak :)))) ben de kapıp yiyorum çilek’imi…

Sanki roller değişmiş, ben çocuk, o anne… Sen ne ara bu kadar bilmiş kız oldun benim tatlı çilek’im heee ??

ilerde ne yapıcazzz böyleee bilmişliğinle bilemiyorum. Halimiz duman öyle gözüküyor…

15 Haziran 2010 Salı

okullu çilek

En son doğum gününde kalmışız heyhat... yazacak o kadar çok şey varken aslında, yazıdan bir o kadar uzak kalmışız. nasıl da büyümüş olgunlaşmış benim çileğim. etmediği laf, söylemediği söz, bilmediği kelime kalmamış... büyük adam gibi konuşur sohbet eder olmuş annesiyle... gittiği yerleri "anne burası ne" diye merakla sorar olmuş, büyümüş okullu olmuş da sene sonu müsameresi için provalar yapar olmuş...

çilek bir aydır yuvaya gidiyor, bir türlü atlatmayı beceremediği korkuları aşsın, yaratıklarmış gibi bakındığı yaşıt çocuklarla kaynaşsın diye niyetlendiğimiz, acaba dediğimiz düşünce, psikolog tavsiyesiyle de pekişince yuvaya duyduğumuz ihtiyaç tavan yaptı. Anne de haftanın bir kaç günü işine dersine vakit bulsun diye başlayan maceranın üçüncü haftasındayız. haftada üç gün toplamda şu güne kadar 8 kez gittiği yuva çilek'e ne kadar çok şey kazandırdı inanamıyorum. bu güne kadar hep büyüklerin arasında büyüyen, çocuk gibi davranmayı bilmeyen kızım çocuk olmayı, bir çocuk gibi hoplamayı zıplamayı yuvarlanmayı el kol sallamayı öğrenmiş! meğer benim kızım bu güne kadar kendini yetişkin (mi) zannediyormuş da farkında değilmişiz.

kelime dağarcığı daha bir genişleyen çilek okulda da öğretmenleri başta olmak üzere herkesi dilbazlığı ile şaşırtıyor maşaAllah barekaAllah

ilk iki gün annesine el sallayarak gayet mutlu ayrılan çilek 3. günden sonra su koyvermeye başladı. okula gitmek istemiyorum diye mızıldanıyor arada. gün boyu çok iyi olmasına rağmen giriş çıkışlarda bir iki inci saçıyoruz etrafa. ama bunlarda geçecek biliyorum, güveniyorum ben kızıma...