17 Ocak 2010 Pazar

Bir bebeği/çocuğu en iyi annesi tanır…

En iyi…

Sadece annesi…

Biyolojik annelikten bahsetmiyorum. Ona emek veren, her anını onunla yaşayan, kendini unutup sadece “o” olan annesi…

Annelik vazifesini devralan babalarda vardır mutlak, onlar da konumuz dışı…

Bir varlıkla geçirdiğiniz zaman dilimi, onu özümsemenize sebep oluyor. Onunla hareket ediyorsanız hep, davranışlarını gözlemleyip varlığını kabulleniyorsanız, onun gibi düşünmeyi de öğreniyorsunuz. “Bunu istemiyor musun” “tamam o zaman bu” “bu da mı değil o halde şu” “evet sen bundan hoşlanıyorsun” “şimdi istemiyor musun, ama geçen sefer sevmiştin” “haklısın ama o zaman şöyle bir durum vardı”…

İhtimaller, ihtimaller…

Yeni göreceler, yeni denklemler…

Her birisinde etken madde değişince, sonucu da direk etkileniveriyor ve değişiyordur.

Siz artık, “Varlık”ı benimseyip, onunla öz-cevher ilişkisi içerisine girdiğinizde, etken madde ne olursa olsun (ki var olan tüm etken maddeleri de tanır hale geliyorsunuz) sonucun nasıl gerçekleşeceğini hesaplayabiliyorsunuz. Dışarıdan bakan bir kimse bu denklemi doğru hesapladığını zannedebilir. Ama siz hayır gözleriniz ışıl ışıl parlayarak söyleyebilirsiniz: gizli bir katsayı eklenmiştir denkleme… bunu ancak siz bilirsiniz … haliyle sonuç değişmiştir bile…

-------

“Az önce ağladı, mama verdim sustu şimdi de mama istiyor acıktı” der o çokbilmiş dış ses.

Ama siz annesisinizdir “hayır şimdi gazı var ondan ağlıyor” dersiniz. Diğer varlık inatla aç olduğunu iddia eder. Sonuç kucağınıza almanızla gırk sesi çıkaran ve susan bir bebeciktir.

“Uykusu geldi bebeğin der” başka sefer. Oysaki karnı açtır yavrucağın. Siz annesiniz hemen fark edersiniz. Uykusu olmadığını anlayan dış ses, inatla bezini açtırmaya çalışır bu sefer. Kaka yapmıştır ona göre. Oysa siz bilirsiniz bu o ağlama değildir…

Zaman ilerler ufaklık büyür kendini ifade edebilme hazzını tatmıştır bir kere.

Sahip olduğu bebekçeyi en rahat siz çözersiniz. Başkasına abukça gelen sesler sizin dimağınızda ağızdan ilk çıktığı anda anlam kazanır. “mavi ayıcığını istiyor babası”, “Su mu istedin annecim” ya da “ayakkabısını çıkarmanı istiyor teyzesi” diyiverirsiniz kolaylıkla.

Bir sonraki hareketinin ne olacağını bilirsiniz, gözünüzün içine baktığında ne düşündüğünü okursunuz… “sakın dökme o bardaktakini!” diye gürlersiniz o daha elini kaldırmadan. bazen ağlamaya başladığında anında müdahale edip bir "şişşştt sus bakim" sözünüz susturuverir bilir ve öyle yaparsınız. o anda öyle gerekirken, bir başka ağladığında yüzünüzü bile ona dönmezsiniz bilirsiniz ki bu farklıdır, bu defakinde göz göze gelmeniz bile onu cesaretlendirecek ve katıla katıla ağlamaya geçecektir. bilirsiniz ve hiç poz vermezsiniz çünkü siz annesinizdir...

Ağzında gevelemeye başladığını gördüğünüzde dışarı fışkıracak volkanı (!) farkeder, tiksinmeden avucunuzu siper ediverirsiniz önüne. bunu ancak siz farkeder en iyi hamleyi herkesten önce yapıverirsiniz. Kendinizden başka hiç kimsenin burnunun içini temizlemek, sizi bu kadar tatmin etmeyecektir gece deliksiz uyuyacağını düşündüğünüzde… iki gün üst üste kaka yapmadığını düşünmek gece uykularınızı kaçırır ve yaptığını fark ettiğinizde, kendinize olmuş kadar sevinirsiniz…

Kriz kontrollerini de en iyi yine siz çözersiniz. “o kaşığı elinden alırsan hayatta susturamazsın bırak biraz oynasın az sonra bıkacak” dersiniz. “o oyuncağı ağzına almaz, o koltukta güzelce oturur, düşmez. O çatalı gözüne sokmaz, korkma” dersiniz. “ben o çekmeceyi açmasına izin veriyorum, o yüzden diğerlerine dokunmaması gerektiğini biliyor. Bırak karıştırsın” dersiniz. Hâlbuki örneğin babası siz diğer odadayken, ısrarla çatalı elinden almaya, oyuncağı saklamaya, çekmeceyi inatla kapatmaya çalışmakta ve bunu ona “öğrettiğini” söyleyebilmektedir. Odaya döndüğünüzde sinir harbinde bir baba ve ciyak ciyak bir çocuk bulabilirsiniz. Birisi sözü dinlenmediği ve otoritesi sarsıldığı için hiddetli, diğeri izin sahası kısıtlandığı için öfkelidir. Hemen müdahale edip ortalığı sakinleştirirsiniz çünkü siz annesinizdir…

-----------

Uzun ve yorucu bir doğum sancısının ardından minik meleğini kucaklayan sevgili ablacığım!

Annelik duygusu, kadının ruhuna ilk anda değdiğinde, verdiği lezzeti asla başka bir şeyin tatmin edemediği bir hazdır. Böylesi bir mutluluğu sana yaşattığı için rabbime sonsuz şükürler olsun! Beni teyze yapan o güzel varlığı bir an önce kucaklamak ve koklamak için inanılmaz bir heyecan duyuyor ve sabırsızlanıyorum.

Seni ve biricik yeğenimi çok seviyorum.

13 yorum:

Esra dedi ki...

süper bir yazı..
hayırlı olsun canım,Allah annesi babasıyla ve tüm sevenleriyle beraber hayırlı ve uzun bir ömür nasip etsin yeğenine..

sinem dedi ki...

Allah analı balı büyütsün çok sevindim.İsmi ne bu arada?

Anne ve Bebisi dedi ki...

ne kadar, ne kadar, ne kadar guzel yazmissin :) ancak bu kadar anlatilabilirdi, ancak bu kadar..

yegenin anali babali buyusunm Alah dort gozden ayirmasin, omru uzun, hayirli ve bereketli olsun insallah.

mummy dedi ki...

Kelebek teyze oldun demek,çok sevindim..Allah analı babalı büyütsün, hayırlı ömür versin önce..Annelikten önce teyzeliği tatmış biri olarak kesinlikle 'teyze,anne yarısıdır' lafına inanmıyorum ben..Mutlaka anne gibi olmaz ama çok yakındır bence..Ben öyle sevdim yeğenimi,hala üç beş günü geçince görme sürem tam anlamıyla 'burnumun direği sızlar',sesini duymadan ikinci günü edemem..Bir kızım olsa ancak bu kadar severdim dedim hep,Allah bana da kız nasip etti çok şükür..Ne mutlu sana,ablana,tüm ailene..Cennet kokulu bir minik uğruna tekrar uykusuz kalabilmek için ben de ikinci kere teyze olabilmeyi bekliyorum şimdi:))
Sevgiler..

kirazzade dedi ki...

İşte bu yüzden bebek sahibi olmak istiyorum. Ama daha vakit var... İnşallah o vakit (?) geldiğinde geç kalmış olmayız.

Adsız dedi ki...

Hayırlı olsun, Allah bağışlasın :))

Canfeza dedi ki...

Çok duygu dolu bir yazı.. Kızımın eteşi var ve uyuyamıyorum bu gece..

Annelik.. ahh annelik..

Filiz Morkoç dedi ki...

Evet annelik böyle bir şey, annelik kalbinizin dışarıda atması demek, o minik bedeni bu nedenle çok iyi tanıyabiliyoruz.

Yeni bebeğiniz için tebrik ederim, Allah analı babalı büyütsün, teyzelik çok tatlıdır, bilirim, keyfini çıkar...

Enise dedi ki...

Cok mutlu oldum, hayirli, saglikli bir evlat olsun ins.

Siyah elma dedi ki...

DECEMBER DİMİ? ANALI BABALI BÜYÜSÜN. NE GÜZEL, NE MUTLU :)
ALLAH ONUN NEZDİNDE CÜMLEMİZİNDE EVLATLARINI HAYIRLI EVLATLARDAN EYLER İNŞAALLAH...

sumeyye dedi ki...

bende bende ıstıyorum ama bazı sorunlar yüzünden zamana ihtiyacımız var..değilse hiçbir güç beni durduramaz artık (Allahın izniyle tabi ki)!!

SenaBera dedi ki...

Harika bir yazı!!

Yeğenin de anneli babalı, sağlıkla, huzurla büyüsün, hayırlı evlat, hayırlı yeğen olsun inşAllah..

damlasakızlıkurabiyem dedi ki...

merhaba.yazınızı okudukça içim kabardı kabardı ve taştı.ne güzel anlatmışsın herşeyi.ellerine sağlık.anne ve yavrusu arasındaki o bağ başkadır bambaşkadır...
yeğen bebek hoşgeldin dünyamıza.sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum ailenle sana .sevgiler...