28 Ağustos 2007 Salı

Hafta sonu epey rahatsızdım oyle kı ıstahsızlığın verdiği halsizlik, açlıktan ve birşey yiyememekten kaynaklanan bulantı gözlerimi karartıyordu, eşim saolsun "pazar günü çalışmayacağım seni gezdireceğim" dedi ama ne mümkün, hava almak için çıktığımız yarım saat burnumdan geldi yolların hiç bu kadar kasisli olduğunu farketmemiştim önceden, çalkalanmaktan ve sıkıntıdan kan ter içinde kaldım, aman dedim eve götür beni, zavallı iyilik etmeye çalışıyordu halbusem ki, o da bana nasıl davranacağını ne yapacağını şaşırdı kaldı...

eve geldiğimizde annemler gelmişti, etrafı toparlamış annem saolsun, mutfaktan içeri adımımı atamadığım için herşey darma duman (bütün mutfak burnuma kokuyor adeta), bir evi çekip çevirenin o evin hanımı olduğu işte böyle zamanlarda belli oluyor, bir de ben bazı konularda fazla hassasım sanırım, (titiz değilim ama) mesela makineme bulaşıklar yanlış yerleştirilmemeli, hele temizler yanlış dolaplara asla dizilmemeli, bu sabah mecalsiz bir şekilde onları da düzelttim ya helal olsun bana...

pazar günü ablam bana bir serum daha taktı (ablam eğitimine devam etmekle birlikte şu an pratisyen hekim), ne iyi şeymiş şu serum, Allah keşfedenlere iyilik yazsın, gözüm açılıyor çok şükür, en azından evde gezinebiliyorum ve bulantım olmuyor ve en güzeli birşeyleri tiksinmeden yiyebilmek, harika bir duygu...

doktor arıyorum kendime, (Avrupa yakasında olsun, özel olmasın uğraşamam onunla, çok uçuk ücretli de olmasın mümkünse) iki doktora gittim ikisini de beğenmedim, ilki hele, çok genç biriydi belki de bekardı, tebrik ederim hayırlı olsun der bi insan, görüyosun genç bir insanız, ilk bebeğimiz, heyecanlıyız, insan azcık sıcak davranmaz mı ııh, ikincisini de beğenmedik bakalım hala araştırıyoruz.

dün bir ara elektrikler kesilmişti tekrar geldiğinde sanırım voltaj az ya da fazla geldi, buzdolabımın birşeylerini bozdu, başladı yanık yanık kokmaya, hemen kayınvalideme haber verdim, geldiler baktılar yok kızım birşey kokmuyor sana öyle gelmiş dediler neyse geceyi öyle geçirdik. sabah kahvaltılık bir şeyler atıştırayım dedim dolabı bir açtim ağır bir kablo yanığı bütün yiyeceklere sinmiş, bu sefer kayınvalidem de kokuyu aldı (ya demiştim ben ince koku alıyorum işte) üst buzluğu bir açtık ki ne görelim, herşey erimiş! bütün etlerim çözülmüş, sinirden ağlıyacaktım, hepsini boşattık, bir iki komşulara dağıttık, bir kısmını kayınvalidem aldı birazını da kardeşim geldi anneme götürdü, -aman iyi oldu uzun zamandır buzluğu boşaltmamıştım:)- bakalım bugün servisten gelecekler inşaAllah götürmelerine gerek kalmadan hallederler, ya da kimbilir üretim hatası çıkarsa değiştirirler, mikrodalgam da aynı marka ve bozulduğunda üretim hatası diyerek bir üst modelle değiştirmişlerdi :))

27 Ağustos 2007 Pazartesi

Beraat kandiliniz mübarek olsun



















bu gece beraat kandili...





bir yıllık ömrümüzün kaydedileceği gece bu gece,


bir yıllık rızkımız,


başımıza gelecek iyi ve kötü işlerin,


bir yıl içinde doğacak ve öleceklerin belli olduğu gece..


bu gece çok dua edelim doğacak bebeklerimiz için hayırlı doğum,


doğmuş evlatlarımız için hayırlı ömür dileyelim





beraatımız mübarek olsun...

23 Ağustos 2007 Perşembe

Bugün yine oldukça ağır uyandık bebeğimle, yediğimiz bir iki lokma peynir ve bir lokma pekmezli ekmek 1 saate kalmadan kendini dışarı attı, tabii bende de yemek yemeğe mecal kalmayınca kayınvaldem ve ablam apartopar beni hastaneye götürdüler, iki saatlik bir süre serum yedim sanırım şimdi daha iyiyim...
Kayınpederim evimize klima taktırıyor, artık sıcaklar dayanılmaz, havalar serinlemeye yakın fiyatlar biraz düşünce almayı düşünüyorduk zaten, ama bebekciğimiz dolayısıyla kayınpederim bize bir jest yaptı Allah razı olsun...
Paşam serbest meslekle uğraştığı için zaten oldukça yoğun çalışıyordu, şimdi ise kendini iki kat sorumlu hissediyor ve daha yoğun çalışıyor, kendisine neredeyse hiç vakit ayırmıyor...
Eşlerimiz bizler ve bebeklerimiz için ne kadar çok sorumluluk sahibi olduklarını hissediyorlar Elhamdülillah, paşam sıkıntılı zamanlarında onun üzülmemesi için teselli ettiğim zaman hep "kendim olsam kuru ekmek bile yerim ama senin ihtiyaçlarını karşılayamazsam diye üzülüyorum" der. Sanmayın öyle masraflı bir insan değilim, sadece anlatmak istediğim çok şükür sorumluluklarını bilen eşlerimiz var. iki gündür paşam sabahın ilk ışıklarıyla çıkıp, gece geç saatte geliyor...
Rabbim niyetlerimizi ve emeklerimiz boşa çıkarmasın, hayırlısıyla ve sağlıkla bebeğimize kavuşmamızı nasip etsin tek duamız bu...
*bebekciğim biber çekirdekliğinden fasulyeliğe terfi etti ve boyu 9-11 mm...

21 Ağustos 2007 Salı

7. haftamız başladı ve artık hamile olduğumu bünyem sürekli olarak bana hatırlatıyor, bulantılarım had safhada, karnım acıkıyor ama bulantıdan canımın bir şey çekip çekmediğini anlayamıyorum. Bir iki kraker atıştırıp bulantımı bastırınca, “acıktığımda ne yesem” diye düşünüyorum. Çünkü bulantı başladığında ne kadar aç olsam da yemek düşünmeye halim olmuyor. Tek yediğim, haşlanmış tuzlanmış patates ve yoğurtlu soğuk (sıcak bir şeyin ne kokusuna ne ılık ılık boğazımdan geçişine tahammülüm yok) makarna, bunların da azar azar ve ikişer saat arayla yiyebiliyorum, ben kendimi bildim bileli özellikle son dönemlerde iştahsızım, ama şimdi kendimi mızmız ve yemek yemez bir çocuk gibi hissediyorum.

Kötü olan taraf bu iştahsızlığı çevremdeki hiç kimsenin anlayamaması aksine bana hayretle bakması, paşa eve her gün poşet poşet marketi taşıyor, alma etme dedikçe dolabı dolduruyor bu kadar nimetin arasında hiçbir şey yiyemiyorum…

Bütün gün yaptığım uzanmak, bu postu bile yatarak yazıyorum, ayağa kalktığım an öğürmeye başlıyorum, şimdilik istifra etmedim, inşaAllah da etmem, çok korkarım ben kusmaktan : ( ablamsa tam aksimdir, azcık midesi bulansın takar parmağını kusar, hayret ederim ben kusmamak için ağladığım soğuk soğuk terler attığımı bilirim…

Doktor bulantı için emedur verdi prospektüsünde “yeterli tetkikler yapılmadığı için hamile ve emzirenlerde sakıncalı olabilir” yazıyor, gel de bu ilacı kullan şimdi. Zaten Allah'ın pimpiriklisiyim, ne cesaret bile bile bu ilacı kullanırım?? Evet arkadaşım “ben sana kullan dedim bişi olmaz ben kullandım” dediğini duyar gibiyim ama ııh, bu bulantılar bu kararda devam ederse kullanmıcam inşaAllah

Yatağımda uzanırken sol tarafıma dönüyorum, odam çok büyük olmasa da bütün gün güneş alıyor Elhamdülillah, pencerem açık, arka sokağa bakıyor, evimizin hemen önünde (arka önü) büyükce bir ağaç var, pek anlamam cinslerinden ama çınar ya da meşe, yatış pozisyonunda onun yapraklarının rüzgarda salınışını ve arkasındaki gökyüzünü seyretmek huzur veriyor, dinleniyorum ve bolbol hayal kuruyorum, acaba nasıl bir bebeğim olacak kız mı erkek mi kime benzeyecek, acaba uslu bir çocuk mu olacak yoksa tahmini doğumu koç burcuna denk geleceği için hareketli beni bezdirmeye niyetli bir bebek mi olucak peki ben nasıl bir anne olacağım? İşte o an bir şaşkınlık sarıyor her yanımı… ben anne olacağım, rabbim sağlıklı bir dokuz ay nasip eder ve bu çocuğu sağlıkla doğurmamı nasip ederse ben anne olacağım! Hala inanamıyorum, o kadar şaşkınım ki hazır değil miyim yoksa diye kendime sormadan edemiyorum, evleneli 2 yılı geçti ve ben kendimi hala çocuk gibi gördüğüm, bir türlü olgunlaşamadığım için anne olacağım düşüncesi beni heyecanlandırdığı kadar korkutuyor… ya beceremezsem, ya iyi bir anne olamaz ve hatta anne olduğuma pişman olursam??. Bir sitede okumuştum daha önce yaşamadığınız bir duygu için hazır olup olmadığınızı bilemezsiniz… evet ne kadar doğru, evlilik de bir yerde öyle değil mi? hayatınızı değiştiren bir karar alıyorsunuz, ne kadar sevseniz de düğünüze 1 hafta kala dahi acaba diyorsunuz.. acaba hazır mıyım… hatta vazgeçmeyi dahi düşünebiliyorsunuz, çünkü hayatınızda köklü bir değişiklik olacak, hatta hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, sorumluluk alacaksınız, hiç yapmadığınız işlere el süreceksiniz, bir insana bağlanacaksınız… ne kadar zor şeyler ama evlenince mutlu olup da eski yaşamını özleyenini görmedim.. bebek de öyle olacak diye düşünüyorum, bir dönüm noktası daha yeni sorumluluklar ve geri dönüşü kesinlikle yok : )

İşte bu düşünceler bütün gün kafamın içini yiyip bitiriyor, sonra heyecanlanıyorum birden 9 ay geçsin bitsin, yanımda pembe yüzlü bir melek usulca uyusun ben onu bütün gün koklasam istiyorum, ufacık parmaklarına minicik ayaklarına dokunsam, cennetten gelen kokusunu içime çeksem öpsem öpsem istiyorum.

Bebek istemeyen ya da düşünmeyen insanlar geliyor aklıma, yeni evli olanları istisna tutuyorum ama 3-4 yıllık evli olup hala bebek düşünmüyoruz diyenlere hayret ediyorum, Allah biliyor ya hiçbir zaman düşünmüyoruz kelimesini kullanmadım, kullanmaya korktum, ilk zamanlar elbet her yeni evli gibi niyetli değildik sonradan da bir süre engellerimiz oldu ama istemiyoruz demek ne büyük sorumluluk… ya ben istemiyorum dersem ve Allah bana bir ömür boyu evlat nasip etmezse… o yüzden hep “Rabbim beni evlatsızlıkla imtihan etmendense, olmadık bir zamanda düşünmediğimiz bir anda vermeni tercih ederim” dedim, Rabbim bizi yalnız bırakmasın inşaAllah ve meleğimize sağlıkla kavuşalım…

Aklımda ve dilimde hep aynı ayet…

Rabbim…

ANDOLSUN BİZE KUSURSUZ BİR ÇOCUK VERİRSEN, MUHAKKAK Kİ ŞÜKREDENLERDEN OLACAĞIZ…

20 Ağustos 2007 Pazartesi

bir bebeğin geliş muştusu ve değişen hayatlar

6. haftayı geride bıraktım henüz 2 haftadır ne olup bittiğinden haberdar olmakla birlikte son bir-iki gündür biber çekirdeği kendini hissettiriyor, sabahları dayanılmaz bir bulantı ile uyanıyorum ve bu bulantı midemi tamamen kapatıyor, hiç bir şey yiyemiyorum, yiyemedikçe daha da çok bulanıyorum, sanırım bir iki gün daha öyle devam edersem serum taktırmam gerekecek.

bu sabah da aynı şikayetlerle uyandım paşa bana kahvaltı hazırladı sağolsun, ağzımda çıkan aft yemek yememi daha da güçleştiriyor, dişlerimi açamıyor ağzıma aldığım lokmayı ısıramıyorum. umarım bu sıkıntılar varsayıldığı üzere 12. haftaya kadar sürmez :(

biraz da ilk dönemlerimden yani 2 hafta öncesinden bahsetmek istiyorum, hamile olduğumu nasıl öğrendim, elbetteki evde yapılmış bir test ile. sonuç pozitif çıkınca heyecandan kalbim duracak zannettim. paşaya hemen söylemek istemedim. onu aceleyle işe gönderdikten sonra hemen iki sokak aşağımızdaki hastaneye gittim kan testi yaptırmaya heyecanla... kan örneği alındı ama ertesi gün akşam üzeri belli olacağını söylediler, ne kadar uzum bir zaman dilimi böyle?? ben nasıl dayanırdım o kadar süre... ve nitekim dayanamadım da, o gün ablam geldiği halde annemlere bişey çaktırmamayı başarırken, ertesi sabah paşaya söyledim, çıldırdı tabi :)) gün içinde kaç kere aradı sonucu öğrendin mi diye. ve saat 3'de annemdeyken telefonla hastaneyi arayarak mutlu haberi aldım :))

anneme nasıl söyleyecektım peki... bunun da provasını yapmıştım ve yanımda hediye paketiyle bir çift bebek ayakkabısı getirmiştim. daha önceden hazırlamıştım tabiiki... annem paketi açar açmaz boynuma atladı ve evin diğer üyeleri de... sonra hayaller kurulmaya hazırlık telaşı yapılmaya başlandı. "durun be yahuu daha 9 ay var" dedirtmediler adama :) minik ayakkabılar da evin uygun köşelerine asıldı...


Image Hosting by Picoodle.com



Kayınvalideme de aynı numarayı yaptık onun tepkisi daha inanılmaz oldu şükür ede ede bağırıyordu inanamazsınız "ben de büyükanne olucam!, ben de büyük anne olucam!" diye bir sarılışı vardı bana, görülmeye değerdi...
tabi peşi sıra tavsiyeler, tavsiyeler, sakındırmalar...
benim ve bebeğimiz için çabaladıklarını biliyorum ama aşırı ilgi de insanı sıkmıyor değil, çocuk gibi sütünün balının hatırlatılması insanın her zaman hoşuna gitmiyor...


bazen hayal kurması güzel, bazen ise hala inanamıyorum, içimde bir canlının olduğuna... ne kadar hikmetli ne kadar mucizevi bir şey bu Allahım! ufacık bir noktaya can veriyorsun ve onu en güvenli yerde ilmik ilmik dokuyor mükemmel bir canlı kılıyorsun, bize de onu inanılmaz derecede sevme hissi bahşediyorsun. umarım bu 9 aylık maraton sağlıklı bir şekilde geçer ve dilerim kucağımıza sağlıkla kavuşursun bebeğim!

Rabbim sen yolumuzu kolay eyle, çünkü biliyorum ki bu da hayatımızın bir imtihanı, sen buyurmuyor musun mal ve evlat dünya hayatının süsü, imtihanıdır diye, bu imtihanı hayırla kazanmamızı, senin yolunda hayırlı evlatlar yetiştirmemizi nasip et,
Rabbim kıyamete kadar neslimizi sevdiğin ve razı olduğun kimselerden eyle! AMİN

19 Ağustos 2007 Pazar

biber çekirdeğim

Bir günlük neden tutulur, neden düşünülenler kaydedilip paylaşılmak istenir, bir şeylere sevinir ve bazen bu sevincin bilinmesini isteriz, bazen çaresiz kalır deneyimli birinden yardım isteriz. güzel şey paylaşmak, umarım benim de paylaşımların ve tarihe düştüğüm notlarım güzel olur...

aslında sanal aleme değil de bir küçük ajandaya not tutmak istedim, başladım da yazmaya, ama devamını getiremedim, yukarıda saydığım sebepler belki de bir blogu daha çekici kıldı...

şaşkınım, heyecanlıyım, acemiyim ve henüz ne hissettiğimi de bilmiyorum, işin en başından sahip olduğum endişeler şu an her yanımı kaplamış durumda, acabalarla dolu bir zihin, acaba doğru bir karar mı, acaba biz anne-baba olmaya hazır mıyız, dünyaya bir bebek getirip onu hakkıyla büyütmek için ehliyet kazandık mı?? ya hayırlı bir evlat olmazsa, ya sağlıklı doğmazsa, Allahım bu korkularla yaşamak ne kadar zor, ruhumu teskin etmek zorundayım, sağlıklı düşünmeliyim, tevekkül etmeliyim...

ama sonuç aynı, ben... korkuyorum...


bir biber çekirdeğinin hayata tutunma hikayesi :)