19 Temmuz 2008 Cumartesi

Uzun zaman oldu yazmayalı...


Aklıma biriken çok, pek çok şeyi yazmaya fırsat bulamıyorum çoğu zaman, yazmak istiyorum oysa, aradan zaman geçtikçe geri dönüp yazdıklarımı okumak, her daim geçmişe acı bir özlem duyan benim için unutulmaz anlar yaşamama sebep olur zira. böylesi bir özlemenin depresif bir hal oldugunu savunur uzmanlar, şiddetle reddederim. çünkü benim için özlemek yasananların geri gelmesini ütopik bir şekilde arzu etmek değildir. keyifli geçen her zamanımı hatırlamak huzur verir gönlüme, her daim o mutlu dakikaları yasamayı arzu derim zahir...


çilek dün tammmm 3 aylık oldu... ben seni ne ara öğrendim o aylar ne cabul gecti, kucagıma ne vakit geldin de 3 aydır bir insanoğlusun sen be kuzum!! yaşamın ilerleyisi, ömrün mum misali eriyip gidişi, baş döndüren bu hız, hep korkutmustur beni. sen büyüyorsun, ben yaşlanıyorum, seni her kucagıma alısımda tarifsiz bir korku çöküyor içime... seni kaybedecekmişim gibi anlamsız ve acı bir his bu. seni böylesi sevmeye hakkım yokmus da, ben kacamaklar yapmaya calısıyormusum gibi, her defasında gözlerime dolan yaslarla sonlanan ve senin basına gelebilecek felaket senaryoları yazıyorum aklımdan, birileri gelip elimden alacak sanki... çokk kızıyorum kendime, titizlenmenin sonunun hep incitme yada incinme oldugunu bildigim halde...


3 aydır dünyadasın, bizim dünyamızda... her gün o kadar hızlı büyüyorsun ve her sabah yeni birşey gelişiyor ki hayatında, şaşırıp kalıyorum... insanoğlunun ne kadar mükemmel bir öğrenme kapasitesi ile yaratıldığını görüp iman etmemek, tefekkür etmemek ne mümkün... kendimizin de böylesi bir gelişme nimetine sahip olmamıza rağmen körelttiğimizi görüyorum da içim acıyor... senin de hayatında böylesi gelişmeleri gördükçe, sana yetişemeyecek, ömrünü iyi değerlendiremeyeceğim sanıyor telaşlanıyorum, hergün "nasıl yapmalıyım? ne öğretmeli ne dinletmeliyim?" diye düşünmekten alamıyorum kendimi.


evet ben de klasik bir ebeveynim anlaşılan, evladının herşey olmasını isteyen doymak bilmeyen bir anne... hayır böyle düşünmesin hiç kimse, asla kendi olmadığım şeyleri olmasını istemiyorum çileğin... ne olması gerektiğine tek başımıza karar verme hakkını kendimde görmüyorum asla, büyük şeyler beklemiyorum ondan... istediğin şeyle uğraşabilirsin miniğim ömrün senin, bu yazıyı yıllar sonra referans alabilirsin istersen de... senden tek dileğim var, örnek bir insan ol, güzel işler yap, Rabbinin rızasına uygun bir yaşam sür, son nefesin hayır üzere olsun, arkandan güzel işler bırak, sana her baktığımda göğsüm kabarsın gururlanayım, ama ne istersen onu yap, istersen bir dağ başında bir çobana iyi bir eş ol, ister doktor mühendis, ister öğretmen ister memur, ister çiftçi, çöpçü, ister mesleksiz ol, ama olduğun yerde hep en iyisi ol, bir ot dahi olduğu yeri yeşertmekle vazifelidir en az, ne için var edildiğinin, amacının ne olduğunun bilincin de ol da, ne istersen o ol!
.........
kendimi pek çok farklı statüde hissediyorum, öyleyim de... eş, anne, kardeş, evlat, öğrenci, öğretmen... hepsinin farklı sorumlulukları yükümlülükleri var omuzlarımda, her biri için eşit derecede olamasa da çaba harcamam pek çok çalışmam gerekiyor, bunların arasında çileğin kaynayıp gitmesini asla istemiyorum, her daim kendime "önceliğim çocuğum" demek zorunda kalıyorum, buna eriniyormuyum ki!?? asla asla... ama unutuyorum... cidden... sanki yapmam gereken işler önem sırasına girince çilek geride kalıyor, hemen kendime hatırlatıyorum, önceliğim çocuğum... misafiri çook severim misal, özenerek hazırlanırım, heşey kusursuz olsun isterim kendi içinde... geldiklerinde bizzat ilgilenmek ister; çayını ellerimle doldurmayı vazife bilirim, ama çilek olduğundan beri böylesi bir düzen yok elbet, eski düzeni sağlayamıyor olmak, benim gibi çevresini kontrol etme ve düzenlemeyi görev edinmiş birisi için zor oluyor, sadece çilekle ilgilenmenin en büyük vazife ve sorumluluk olduğunu hatırlatıyorum sürekli kendime, geri kalan iş ve vazifelerin ne kadar önemsiz olduğunu da... Bu bir teselli değil aslında, sadece kendime sürekli hatırlatmada bulunmam gerekiyor, unutuyorum...
........
sana bakarken seninle oynarken bir anda büyü istiyorum, bana cevap ver, akıl danış, akıl ver, sağ kolum en büyük dostum arkadaşım sırdaşım oluver... sonra hayır diyorum yavaş ol, şimdi bile hızlı büyüyorsun, seni sevmeye doyamadan büyüyorsun, yavaş ol büyüme... seni o kadar çok sevdiğimi söylerken bile gözlerim doluyor, umarım sen de anneni çok seversin... aksini düşünmek bile istemiyorum ben...
........
rotavirüs aşısını yaptırma kararı aldım sonunda ve yapıldı da Eylül'de bir doz daha olacak, umarım iyi sonuçları olur
kalça ultrasonumuz da temiz çıktı elhamdülillah her iki doktor da çileği çok sağlıklı buldu Hamdolsun.

12 yorum:

Esra dedi ki...

Aynen ben de senin gibiyim canım,geçmişte olup biten güzellikleri gözümün önünde canlandırır özlemle yad ederim.Ama depresif zamanlarımda daha çok gözümün önünde canlanırlar niyeyse:)Hatta bazen çocukluğumu özleyip niye büyüdüm diye de gözlerim dolar o zamanki hatıraları hatırladıkça:)Gerçi kendimi kötü hissetiğim zamanlarda geçmişteki güzellikler gözümün önüne gelince biraz daha ruh halim iyileşir..
Rotavirüs aşısını biz yaptrırmamıştık,bu aşılar kafamı karıştırıyor aslında...Neyse Rabbim uzak etsin yavrularımızı her türlü hastalıklardan...

annecik dedi ki...

ben sondan başa doğru gideyim sağlıklı olmanıza sorunsuz büyümenize sevindim aşıyı yaptırmakla iyi ettin benim oğlum 12,5 aylıkken ishal oldu rotavirüsünden kaynaklanmış eğerki ilk belirtide dr aramasaydım normal ateşlenme normal ishal diye düşünecekdim ve 3 günden sonra bu virüs kanlı ishale neden oluyormuş son bir yıldır bu aşı yapılmaya başladı önlemi almak her zaman iyidir
geçmişi hatırlamaya gelince hepimizin böyle bir dönemi olmuşdur şuan herşey sana bakıyor ama sen bir bireyin düzenine uymak zorundasın bir kaç ay sonra biraz daha rahatlıyacaksın sonra bakacaksın bir kaç ay daha geçmiş biraz daha biraz daha çilek büyüdükce yeni şeyler öğreneceksin öğreteceksin ve onunla hayatın yeni düzenlere gebe kalacak onunla birlikde sende büyüyeceksin yaşlanmak değil bu yavrunla birlikde büyümek ama lütfen acele etme büyümesi için bu günlerin tadını çıkar bugünkü kokusunu içine çekebildiğin kadar çok çek büyüdükce koku farklı oluyor o ilk günleri arıyorsun

ay çok uzun mu oldu ne başını ağırtmayayım kızın senin gibi bir anneye sahip olduğu sürece ne olursa en iyisini olacak emin ol kalbini serin tut ve hep destekcisi ol

çileğe ve düşünceli annesine kucak dolusu sevgi ve öpücükler

Anne ve Bebisi dedi ki...

Ne guzel yazmissin:))

Pembelinin Mutfağı dedi ki...

Zaman ne çabuk geçiyor değil mi? Bak koca bir 3 ay geçmiş bile! Ben eminim ki annesini çok sevecek çilek.

*Püre konusuna gelince, ben malzemelerden de anlaşılacağı üzere, az yapıyorum. 2 Günlük.

Unknown dedi ki...

ne kadar güzel ifade etmissiniz... kendi hissettiklerimi okudum...

meleklerim ve ben dedi ki...

Kelebekcim ne güzel,ne duygulu yazmışsın.
İşyerinde okumasaydım keşke,meleklerim geldi aklıma.
Ben de çok düşkün bir anneyim yavrularıma,ama hayat işte her gün 8-10 saat ayrı kalıyorum onlardan.Sonra da eve git ev işi yeterince vakit geçiremiyorum,bu da beni çok üzüyor.
Sana nacizane tavsiyem çilekle bol bol zaman geçirmeye bak,evet bu dünyaya onları getirmeye karar verdiysek önceliğimiz çocuklarımız olmalı,onların gelecekleri için çırpınmalıyız,çırpınıyoruz.
Rabbim hiç bir anneyi korktuğuna uğratmasın,minik melekleri anne ve babalarından,anne ve babalarını da meleklerinden ayırmasın inşallah.Amin.

hulofera dedi ki...

sayfanın yeni düzeni hayırlı olsun canım.. ilk açınca acaba yanlış mı geldim diye bir daha kontrol ettim :)
maşallah çileğimize.. sağlıkla dolu dolu yaşayarak büyüsün inşallah..

aysarayı dedi ki...

yazdıklarını okuyup da duygulanmamak,aynı endişeleri ve hassasiyetim hissetmemek ve katılmamak ne mümkün...

o felaket senaryoları ne menem bişey yaa.insanı mezara sokup tekrar diriltiyo resmen...yalnız değilmişim demek ki bu felaket tellallığında..allah düşüncesinden bile esirgesin cümlemizi...

gülücüklerim benim dedi ki...

Sevgili Kelebek geleceğin bize ve çocuklarımıza ne getireceğini bilmiyoruz, aslında biz hayatımıza dair birçok şeyi bilmiyoruz sadece yaşıyoruz, bence yaşadığımız anların keyfini çıkararak sağlam basarak sindire sindire yaşamalıyız hayatı, sizde çilekciğinizle bol bol zaman geçirin, daha şimdi emek açısından cafcaflı zor zamanlarınız ama bir de daha da büyümeye başlayınca hızdan başınız dönecek, Allah uzun sağlıklı hayırlı ömürler nasip etsin, iyiki çilekciğin sizin gibi bir annesi var

mummy dedi ki...

Her gün bitişinde hissedyorum aynı şeyleri kelebekçim..Bugün bi post yazdım aynı şeylerden bahsetmişiz:)İnsan hem hüzünleniyor hem seviniyor büyümelerine...Allah kötü gülerini göstermesin..Sevgiler..

Adsız dedi ki...

çok şirin,insanı rahatlatan,içini açan bir site olmuş.yazılarınızda anlamlı ve güzel emeğinize sağlık...

уαѕємiη dedi ki...

canım ne güzel yazmıssın zaman zaman hepimiz aynı duyguları barındırıyoruz gönlüöüzde

annelik iç güdüsü sanırımm

çileğin sağlıklı olmasınada çok sevindim

kokluyorum bal kuzumu