1 Aralık 2008 Pazartesi

Günler gelip geçiyor çilek baş döndürücü bir hızla büyüyor her gün yapabildikleri artıyor, iki dişini birer hafta arayla patlatan çilek güldükçe, yüzünde güller açtıkça, alttan beyaz beyaz iki inci tanesiyle tavşansı pozlar veriyor annesine, dayanamıyorum onu böyle görünce üstüne atlayıp şap şap öpüyorum sıkıyorum, sıkıyorum taa ki o bağırıp ağlayıncaya kadar :)

Çilek emeklemeye başladı
Ama kendisine has bir stilde
Karnını yerden kaldırıp elleri ve dizlerinin üzerinde duruyordu ne zamandır. Sonra öne arkaya yaylanmaya başlıyor ve bunu hızlıca yapıyordu. Bu hareket esnasında hızla kendini öne attığında yüz üstü düştü bir iki kez. Ağladı. Artık bu hareketin can yakıcı olduğunu anladı ve farklı bir yöntem geliştirdi. (onun bile ufacık bedeni, canını yakan durumlara karşı bir savunma mekanizması geliştiriyor ne muazzam bir durum!)

Ellerinin ve dizlerinin üzerinde yükseliyor. Ellerini koyduğu yerden kaldırmaksızın, bir zıplama ile dizleri bir karış öne ilerletiyor, ardından karnını yere koyuyor, son olarak karnı yerde iken ellerini öne atıyor, ardından tekrar kolları ve dizlerinin üzerinde yükseliyor, bir zıp daha, dizler bir karış daha öne gidiyor, derken metrelerce ilerleyebiliyor, çabuk sıkılıyor ama bundan. Ya önünde ulaşmak istediği cezbedici bir şey olmalı ya da bir odada yalnız olup ağlamakta olmalı ve ben de bir başka odadan ona sesleniyor olmalıyım böylece beni bulmak amacıyla sesime doğru ilerliyor.
Yerde bırakılmak çileğe verilecek en büyük ceza. Yürütülmek ayakta tutulmak istiyor. Bütün evi ellerinden tutarak gezdirirsem benden iyisi yok. Sevinç naraları arasında evi geziyoruz. Çok muntazam yürüyor maşaAllah. Yere yatırmak istediğimde hızlanıyorum uzansın yüzüstü diye, ben ne kadar hızlanırsam o da benim hızıma yetişiyor koşuyor, yatırmayayım diye maşaAllah barekAllah
Koltuğun kenarında dakikalarca ayakta duruyor tutunuyor düşmeden. Bir iki düştü artık kendisini emniyete almayı biliyor, düşecek gibi olduğunda hırsla elleriyle koltuğun kumaşına asılıyor. Toparlıyor bacaklarını, denge konusunda süper maşaAllah
Üçlü koltuğun bir kenarından orta kısmına kadar sıralamayı öğrendi bu ara. Hoşuna giden ilgisini çeken bir şey varsa eğer ilerisinde, yarım metre kadar sıralıyor maşaAllah
Kısacası gelişim hızı çok iyi elhamdülillah, ama kilo alımı yine çok düşük. Bu ay doktora gitmeye korkuyorum vallahi. Yine azar işiteceğim diye. (Hale bak rezillik) bugün sağlık ocağına gittik kilo ve boy durumunu öğrenmek için. 1 santim uzamış ve elbiseleri ile tartı kilosu 570 gram fazla geldi. (akşam banyo yaptırdıktan sonra kıyafetlerini de bir tartayım farka bakayım) 300 gram falan almış olmalı yine. Oysaki çok iyi yedirdiğimi sanıyorum önceki aya göre. Bir kere sabah akşam muhallebisi yiyor. Yarım çay bardağı da olsa. Gün içinde de Allah ne verdiyse tıkıyorum ağzına. Tadacak kadar yiyor her şeyi, bir ya da iki tatlı kaşığı. Artık sıkıldım ne yedirsem diye düşünmekten. Her kafadan da bir ses çıkınca bu aydan itibaren free yönteme geçiyorum. Çikolata bile yedirdim zahir.
Doktora kalsa her güne özel sebze çorbası hazırlayacağım. (denedim de. Ama bizim bıdık ona özel hazırladığımı anlıyor vallahi. Yemiyor onun için yaptıklarımdan. Salçalı tuzlu yağlı kendi yemek sularımızı tattırıyorum şapırdana şapırdana yiyor) içine pazı yer elması koymalıymışım. Yahu insaf! Ben kendim ömrü hayatımda pazı yer elması pişirip yememişim. (Üstelik böyle antin kuntin sebzelerle de aram hiç iyi değildir. Ayıptır söylemesi ıspanak bile yemem ben. Çok seçiciyimdir. Çook kızım bana çekmez inşaAllah) çileğin yiyeceğini de hiççç sanmıyorum. Kısacası Allah sofrada bize ne verdiyse, anası da danasına onu yedirecek bundan sonra.
Bu cesareti nerden aldığıma gelince;
Geçenlerde sağlık ocağı görevlileri ziyarete geldi. Evleri geziyorlarmış. Sağolsunlar ilgilendiler epey. O bayan “7 aylık olmuş bir bebek sizinle aynı sofraya oturup sizin yediğiniz her şeyi yiyebilmelidir” dedi. (haa şöyle yaaaa) Doktorumuz ise çok seçici davranıyor. İzin vermiyor her şeye. Yok artık savaş açtım tıp dünyasına. Dinlemiyorum kimseyi. Biz büyürken hiç böyle değildi. Annelerimiz ne varsa onu yedirirdi, pirinç unlu mısır nişastalı şekerli ballı muhallebilerle büyüdük hepimiz. Hangimize bir şey oldu. Çok şükür herkes gayet sağlıklı. Çileğe yedirdiğim mamalara bakıyorum da ne kadar tatlandırıcı var içinde öyle. Yalana yalana yiyor çocuğum. Onun bir zararı yok mu yani.
Kısacası kendi yöntemimi uygulayacağım bundan sonra. Zaten kanımca çocuklarımız yeme konusunda bu yüzden isteksiz ve iştahsızlar. Onların seveceği şeyleri yedirmeyi değil, yemelerinin gerekli olduğunu düşündüğümüz şeyleri hazırlıyoruz mama diye. Çileğe yaptığım çorbalar misal. Tadıyorum da, Allah korusun acımdan ölsem anca yiyeceğim şeyler. O kadar zevksiz şeyler. Çocuğumun ne suçu var da onu yedirmeye çalışıyor ağlata ağlata kaşığı sokuyorum ki ağzına…
Geçen gün fırında sütlaç yapmıştım, misal onu bayıla bayıla yedi. İçinde şeker vardı tabi. Titreye titreye ağzını bir açıyordu ki görülmeye değerdi. Ne kadar mutlu oluyor insan o manzara karşısında. İçindeki pirinçlerden bir süre rahatsız olsa da, ağzından atmaya çalışsa ve bir iki öğürse de, sonra onları da damağında ezmeye ardından yutmaya başladı. Tatlının tadı hatırına pirinç yutmayı da öğrendi kuzum.

Sağlık ocaklarına prevaner aşılarının geleceğini duymuştum önceden. Onu da sorayım dedim bugün. Onlar da böyle bir söylenti olduğunu ama kendilerine bir uygulama gelmediğini söylediler. Bu konuda bilgi sahibi olanlarınız var mı?

Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

14 yorum:

meleklerim ve ben dedi ki...

Maşallah çilek hanıma koca kız olmuş.Bence de bakma doktorların her lafına yiyorsa yedir...

BEDİA KUKUL dedi ki...

uzun süredir blogunuzu takip ediyorum
o kadar çok benzer yönlerimiz var ki bazen şaşırıyorum.benimde 20 mayıs 2008 ve 5 aralık 2004 doğumlu 2 oğlum var.üniversiteyi küçük oğlum 13 günlükken girdiğim final sınavıyla bitirebildim.sizinle hemen hemen aynı dertlerden muzdaribim ama biraz daha tecrübeli sayılırım.bende bir yemek bloguyla uğraşıyorum.çocukları güncelerini defter usulü tutuyorum hala .neyse çok yazdım sanırım. kolay gelsin.benim blogada uğrarsanız sevinirim.

Elif dedi ki...

ben büyük olan bebeğime 3 doz prevenar vurdurdurdum 2 yaşına kadar.ama 2 yaşından sonra olursa tek doz yetiyormuş.o yüzden küçük bebeğime 2 yaşından sonra vurdurcam.sağlık ocakları konusunu bilmiyorum.
sen de zayıfsın sanırım çileğin de sana çekmesi çok normal.bence yediği kadarı yetiyor baksana maşallah emeklemeye bile başlamış.bizimkinde daha hareket yok yerde durmak istemiyor kesinlikle.

SenaBera dedi ki...

Doktorların fikirleri o kadar değişken ki, bazen kendi bildiğini uygulamak en iyisi..:) Sena'nın doktoru bize, yedi aylık olduğunda, sizin yediğiniz her şeyi yiyebilir artık demişti. Yedirdim ve hiç pişman olmadım..
MaşAllah Çilek Hanıma....

BEDİA KUKUL dedi ki...

bu arada ben geçen hafta küçük oğluma aşının ilk dozunu sağlık ocağında yaptırdım, tereddüt ettiğim için çocuk doktoru bir arkadaşımı aradım o da kendi çocuğuna da yaptırdığını söyleyince ben de yaptırdım.

firdevs dedi ki...

ben turk milleti kadar vitamin takintili bir millet gormedim :p ne bu yahu , ben su yasimda brokoli yemiyorum :) el kadar bebe nasil yesin ?

bazen bloglara bakiyorum , cocugun sabah yemedigi yumurta sarisini oglen corbasina karistiranlar filan :p akillara zarar :)

cocuklar artik bunalip hic bir sey yemek istemiyorlar , cok haklilar :) anneler artik hayatlarini ne yedirsem diye geciriyorlar .

ben kucuk ogluma 8 . aya kadar sebze puresi yapip yedirdim , sonrada biz ne yediysek ondan yedi :) masallah simdi ne bulsa hapur hupur yiyor :)

ay ben de bu konuda bayaaa doluymusum :)))

BEDİA KUKUL dedi ki...

tekrar merhaba, tekrar bloguma bakarmısınız emin olamadığım için buraya yazmak istedim.biz birazcık gezginleri oynadığımız için ve büyük şehirde olmadığımız için özel hastane aşıların soğuk zinciri kırılır düşüncesiyle 2. bebeğimin aşılarını hep sağlık ocaklarına yaptırdık.
burdaki(adıyaman-kahta) sağlık ocağı geçen hafta 24 kasımda sarılık ve karma aşı için gittiğimizde prevenar aşısı geldi nisan dan sonra doğan bebeklere yapıyoruz artık demişlerdi.bende doktorumuzu arayıp yaptırdım.
bu arada ziyaretiniz için çok teşekkür ederim.ayva tatlısını da mutlaka öneririm ben dünden beri bayıla bayıla yiyorum.(resimlerde o tariften çıkan kendi tatlılarıma ait)

Anne ve Bebisi dedi ki...

Valla 7 aylik bebe de olsa hepsi agzinin tadini biliyor :)) Salcali malcali yemekler varken napsin suda haslanmis brokoliyi :D

Adsız dedi ki...

Yürrüü Aslanım çilek kim tutar seni(!) Emekleme çalışmaları çok hoşmuş:) Orjinal kız. Yemek konusunda aynı şeyleri yaşıyor ve dşünüyorum. Amaa henüz abur-cubur vermedim:) Sonuna dek direneceğimdir.Yemek konusunda her çocuk ne istediğini çok da güzel anlatıyor. Makına değil ki bunlar hepsi aynı tarz beslenmeyi sevsin, benimsesin. Kilo konusunu sorun etme bence de. Zayıf olduğundan bahsetmiştin. Belki de çilek sana çekmiştir. Narin çilek:) Yakışıııırrr.

gülücüklerim benim dedi ki...

Bence çok güzel bir tespit yapmışsınız, hakikaten bizim yemediğimiz şeyleri biz neden çocuklarımıza yedirmeye zorluyoruz, büyük kızıma 2 sene ayrı tencere kaynattım neye yaradı, kocaman bir hiiiç, yedir arkadaşım çocuğuna istediği şeyleri bırak damak tadı oluştursun kendince, sağlıkla ve mutlulukla kalın.

siyap dedi ki...

valla kelebekçim zaten artık çilek 7 aylık bence de normal yediğiniz yemeklerden yedirsen en iyisi.gerçi sana böyle diyorum ama ben yaşına 10 gün kalana kadar tuz,bal,şeker,sütü vermedim daha doğrusu tuz ve şekeri yaptığım kurabiye,poğaçalardan alıyordu biraz ama arasıra işte.ama benim geçerli bir sebebim de vardı;ceren biraz tombiş olduğu için daha çok kilo almasın diye vermedim,bir de güzel yiyordu çorbalarını ama fena da olmuyordu tatları güzelleştirmek için elimden geleni yapıyordum.
çileğin hem kilosu fazla değil hem de çorbalarını yemiyorsa en iyisi kendi bildiğindir bence de...
bu arada çok hareketli maşallah!o yüzden de çok kilo almıyordur zaten.
sevgileeer...

mummy dedi ki...

Maşallah maşallah çileğe bak sen..Gerçekten eceye göre çok hareketli kelebekçim...Doğal olarak az kilo alması normal bence de..Ya doktorların bu kilo işini çocuğun hareketlikilik durumuna göre değerlendirmeleri gerekiyo bence..Bi standart koyulması çok saçma..Aynen arkadaşımın bir bebeği var çilek gibi...Altı aylıkken bütün evi dolaşıyodu emekleyerek...Elinden tutup yürütüyolardı..Yerinde durmuyodu yani..Ve son iki ay hiç kilo almamış hatta vermiş çıktı..

Bizim kızın popo kalkmıyor daha:)Kollar gövdeyi kaldırıyor emeklemek için ama bacaklara popo ağır geliyor çok sinirleniyor emekleyemeyince..Kendince ilerliyor biraz ama emeklemiyor daha..Zaten yatırılmaya acayip sinirleniyor oturarak oynuyor daha çok..

Bu arada prevaner aşı ne kelebekçim ya..Ben bütün aşıları bildiğimi düşünüyodum..Pnömokok mu?Bilgilendirirsen sevinirim...

Öptüm çileği..

meleklerim ve ben dedi ki...

Canım,bayramını en içten dileklerimle kutlar,mutlulukların bir ömür boyu peşini bırakmamasını dilerim....

Hacer dedi ki...

Biraz daha post yazmazsan dier posta "Bir sene geçmiş..." die başlıyacaksın:P İyisin(iz) di mi?